Testin sonuçları negatifti.
- The results of the test were negative.
Tom'un kan grubu 0 negatiftir.
- Tom's blood type is O negative.
Bence küreselleşmenin olumlu olduğu kadar olumsuz etkileri de var.
- I think that globalization has negative effects as well as positive.
Bazı insanlara göre teknolojinin olumsuz etkileri var.
- Some people argue that technology has negative effects.
Onu yalanlamak için cesaretim yok.
- I don't dare to contradict him.
Uyku eksikliğinin öğrencinin notlarının üzerinde çok büyük olumsuz etkisi olabilir.
- Lack of sleep can have an enormous negative impact on a student's grades.
Onu yalanlamak için cesaretim yok.
- I don't dare to contradict him.
Seni yalanlamama izin ver.
- Allow me to contradict you.
Onun eylemleri hep sözleriyle çelişiyordu.
- His actions always contradicted his word.
Tom ve Mary her zaman birbirleriyle çelişiyor.
- Tom and Mary contradict each other all the time.
Seninle ters düşmekten nefret ediyorum.
- I hate to contradict you.
Tom olumsuz cevap verdi.
- Tom replied in the negative.
Negatif elektronlar pozitif elektronlar çekerler.
- Negative electrons attract positive electrons.
Protonlar pozitif, elektronlar negatif yüke sahiptir ve nötronların yükü yoktur.
- Protons have a positive charge, electrons have a negative charge, and neutrons have no charge.
His testimony contradicts hers.
magic hath been publically professed in former times, in Salamanca, Cracovia, and other places, though after censured by several universities, and now generally contradicted, though practised by some still .