Her zaman her şeyi düşünmemi bekleyemezsin.
- You can't expect me to always think of everything!
Çok fazla şey bekleme.
- Don't expect too much.
Fadıl en kötüsünü beklemek ve planlamak zorundaydı.
- Fadil had to expect and plan for the worst.
Umduğumdan daha uzun beklemek zorunda kaldım.
- I had to wait a lot longer than I expected I'd have to.