Araçla Boston'a gitmek ve cinayeti işlemek için yeterli zamanın vardı.
- You had just enough time to drive to Boston and commit the murder.
Programı işlemek için en az bir yıl istekli olmalısın.
- You must be willing to commit to the program for at least a year.
Bir komite oluşturmak için oylama yaptılar.
- They voted to create a committee.
Onlar John'ı komite başkanı yaptı.
- They made John chairman of the committee.
Arkadaşım işlemediği bir suç için sorumluluk üstlenmeyi bitirdi.
- My friend ended up taking the rap for a crime he didn't commit.
Don't confound the situation by yelling.
His actions confounded the skeptics.