Bu cümlenin yazarı söyleyecek bir şeyi olmadığı gerçeğini gizlemek için bir eksik bir girişimdi.
- This was a lame attempt to conceal the fact that the author of this sentence has nothing to say.
Suçlu kimliğini gizlemek zorunda kaldı.
- The criminal had to conceal his identity.
Lütfen hareket ederken pencereden dışarı eğilmeyin.
- Please don't lean out of the window when we're moving.
Pencerelerden dışarı eğilmek yasaktır.
- It's forbidden to lean out of windows.
Bayan Thompson milyoner olduğu gerçeğini saklamak istiyor.
- Mrs. Thompson wants to conceal the fact that she is a millionaire.
Mary ince ve uzun boyludur.
- Mary is lean and tall.
Mary ince bir gövdeye sahip.
- Mary has a lean body.
Onun senin dayanman için güçlü bir omuzu var.
- He has a strong shoulder for you to lean on.
Tom hislerini gizlemede çok iyi değildir.
- Tom isn't very good at concealing his feelings.
Tom gerçekten hissettiği şekli gizlemede çok iyi değildir.
- Tom isn't very good at concealing the way he really feels.
Tom gizlenmiş bir silah taşıyordu.
- Tom was carrying a concealed weapon.
Bayan Thompson milyoner olduğu gerçeğini saklamak istiyor.
- Mrs. Thompson wants to conceal the fact that she is a millionaire.