تعريف to come to understand; to discover or find a solution; to deduce في الإنجليزية التركية القاموس.
- figure out
- halletmek
- figure out
- (Fiili Deyim ) 1- halletmek , çözmek 2- anlamak 3- hesaplamak
- figure out
- anla
Sanırım sonunda Tom Mary'nin gerçekten ondan hoşlanmadığını anlayacak.
-I imagine that Tom will eventually figure out that Mary doesn't really like him.
Tom Mary'nin ne söylemeye çalıştığını anlayamadı.
-Tom couldn't figure out what Mary was trying to say.
- figure out
- düşünerek bulmak
- figure out
- -i anlamak, -i çözmek
- figure out
- çözmek
Tom'a ne olduğunu çözmek zorundayız.
-We have to figure out what happened to Tom.
Tom, sorunu çözmek için bir yol bulmaya çalışıyor.
-Tom is trying to figure out a way to solve the problem.
- figure out
- hesaplamak
Onlar maliyeti hesaplamak zorunda.
-They have to figure out the cost.
Bunun bize kaça mal olacağını hesaplamak zorundayız.
-We have to figure out how much it's going to cost us.
- figure out
- anlamak
Bunun nasıl yapıldığını anlamak zorundayız.
-We have to figure out how to do this.
Onu yapmak için yeterli paramız olup olmadığını anlamak zorundayız.
-We have to figure out whether we have enough money to do that.
المصطلحات ذات الصلة
تعريف to come to understand; to discover or find a solution; to deduce في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- figure out
As soon as I figure out what is wrong with my car, I will fix it.