Bir hafta içinde bu anlaşmayı bitirmek zorundayım.
- I have to conclude this deal within a week.
Evime gelmek için zahmet etmeyin.
- Don't bother to come to my house.
Tom Mary'nin onun partisine gelmek istediğini duyduğunda gerçekten memnun oldu.
- Tom was really glad to hear that Mary wanted to come to his party.