O,yakında geri gelmek için bana söz verdi.
- He gave me a promise to come back soon.
Buraya geri gelmek istiyorum.
- I want to come back here.
Çağımıza geri dönmek için ne yapmalıyız?
- In order to return to our era, what should we do?
O Texas'a dönmek için Meksika başkentinden ayrıldı.
- He left the Mexican capital to return to Texas.
Kısa sürede geri dönmek şartıyla dışarı çıkabilirsin.
- You may go out only if you come back soon.
Geri dönmek zorunda kalacağız.
- We'll have to come back.
Dün yeşil bir kanepe aldım, ama kapıdan sığdıramadım, bu yüzden geri iade etmek zorunda kaldım.
- I bought a green couch yesterday, but I couldn't fit it through the door, so I had to return it.
Kitabı bugün kütüphaneye iade etmek zorundayım.
- I have to return this book to the library today.
O,yakında geri gelmek için bana söz verdi.
- He gave me a promise to come back soon.
Dick, saat üçe kadar geri gelmek için söz verdi.
- Dick promised to come back by three o'clock.
Geri dönmek zorunda kalacağız.
- We'll have to come back.
Kısa sürede geri dönmek şartıyla dışarı çıkabilirsin.
- You may go out only if you come back soon.
O onun aşkını geri çevirmedi.
- He did not return her love.
Kısa sürede geri gelmen şartıyla dışarı çıkabilirsin.
- You may go out as long as you come back soon.
O,yakında geri gelmek için bana söz verdi.
- He gave me a promise to come back soon.
But he never knew that it really was his own Bunny, come back to look at the child who had first helped him to be Real.
... And then when they come back from lunch, their rates soar. ...
... independence within eight years, you're going to see manufacturing jobs come back. ...