to come back

listen to the pronunciation of to come back
الإنجليزية - التركية
yeniden gözde olmak
geri gelmek

O,yakında geri gelmek için bana söz verdi. - He gave me a promise to come back soon.

Dick, saat üçe kadar geri gelmek için söz verdi. - Dick promised to come back by three o'clock.

return
{f} dönmek

Başkan Washington'a dönmek zorunda kaldı. - The president was forced to return to Washington.

Bir hafta içinde eve dönmek zorundayım. - I must return home within a week.

come back
dönmek

Kısa sürede geri dönmek şartıyla dışarı çıkabilirsin. - You may go out only if you come back soon.

Geri dönmek istemiyorsan, anlarım. - If you don't want to come back, I'll understand.

return
{f} iade etmek

Ah! Tekrar unuttum! Bugün bir kitabı iade etmek için kütüphaneye gitmem gerekiyordu. - Ah! I forgot again! I was supposed to go to the library to return a book today!

Dün yeşil bir kanepe aldım, ama kapıdan sığdıramadım, bu yüzden geri iade etmek zorunda kaldım. - I bought a green couch yesterday, but I couldn't fit it through the door, so I had to return it.

come back
geri gelmek

Dick, saat üçe kadar geri gelmek için söz verdi. - Dick promised to come back by three o'clock.

Buraya geri gelmek istiyorum. - I want to come back here.

answer back
çemkirmek
come back
geri dönmek

Bir daha asla buraya geri dönmek istemiyorum. - I don't want to come back here ever again.

Ofisime geri dönmek istiyor musun? - Do you want to come back to my office?

return
geri gönderme
return
(Ticaret) geri çevirme

O onun aşkını geri çevirmedi. - He did not return her love.

return
getirmek (kar)
answer back
terbiyesizce cevap vermek
answer back
tekrarla
come back
aklına gelmek
come back
geri gel

Kısa sürede geri gelmen şartıyla dışarı çıkabilirsin. - You may go out as long as you come back soon.

Eğer geri gelmezsem, girişim muhtemelen başarısız olur. - If I don't come back, the venture will probably be unsuccessful.

come back
hatırına gelmek
answer back
kaba tavırla karşılık vermek; cevabı yapıştırmak
to back
geri
answer back
cevabı yapıştırmak
answer back
karşılık vermek
answer back
küstahça cevap vermek
answer back
(deyim) answer (someone) back terbiyesizce veya kustahca karsilik vermek
come back
karşılık vermek
come back
akla gelmek
come back
eski haline dönmek
return
{i} seçim sonucu
return
{i} tazminat
return
{f} nüksetmek
return
{i} bülten
return
dönüş, dönmek dön
return
{f} misilleme yapmak
to back
geri sürmek
الإنجليزية - الإنجليزية
To return to a place

But he never knew that it really was his own Bunny, come back to look at the child who had first helped him to be Real.

When something comes back, it becomes fashionable again. I'm glad hats are coming back. see also comeback
be restored; "Her old vigor returned"
come back to place where one has been before, or return to a previous activity
answer back
return
even the score, in sports
go back to something earlier; "This harks back to a previous remark of his"
If something that you had forgotten comes back to you, you remember it. He was also an MP -- I'll think of his name in a moment when it comes back to me When I thought about it, it all came back
to come back

    التركية النطق

    tı kʌm bäk

    النطق

    /tə ˈkəm ˈbak/ /tə ˈkʌm ˈbæk/

    علم أصول الكلمات

    [ t&, tu, 'tü ] (preposition.) before 12th century. Middle English, from Old English tO; akin to Old High German zuo to, Latin donec as long as, until.

    فيديوهات

    ... you come back to the first thing. ...
    ... I've come back to see you, Rudy. ...
المفضلات