Dick, saat üçe kadar geri gelmek için söz verdi.
- Dick promised to come back by three o'clock.
O,yakında geri gelmek için bana söz verdi.
- He gave me a promise to come back soon.
Çağımıza geri dönmek için ne yapmalıyız?
- In order to return to our era, what should we do?
Çocuğun planı, tıp öğrenimi yapmak ve bir doktor olarak Saint Croix'a dönmekti.
- The boy's plan was to study medicine and return to Saint Croix as a doctor.
Kısa sürede geri dönmek şartıyla dışarı çıkabilirsin.
- You may go out only if you come back soon.
Geri dönmek zorunda kalacağız.
- We'll have to come back.
Dün yeşil bir kanepe aldım, ama kapıdan sığdıramadım, bu yüzden geri iade etmek zorunda kaldım.
- I bought a green couch yesterday, but I couldn't fit it through the door, so I had to return it.
Ah! Tekrar unuttum! Bugün bir kitabı iade etmek için kütüphaneye gitmem gerekiyordu.
- Ah! I forgot again! I was supposed to go to the library to return a book today!
Hemen geri gelmek zorundaydık çünkü okul başlamak üzereydi.
- We had to come back soon because school was about to start.
O,yakında geri gelmek için bana söz verdi.
- He gave me a promise to come back soon.
Geri dönmek istemiyorsan, anlarım.
- If you don't want to come back, I'll understand.
Ofisime geri dönmek istiyor musun?
- Do you want to come back to my office?
O onun aşkını geri çevirmedi.
- He did not return her love.
O,yakında geri gelmek için bana söz verdi.
- He gave me a promise to come back soon.
Onun öğle yemeğinden önce geri gelmesini bekliyorum.
- I expect her to come back before lunch.
But he never knew that it really was his own Bunny, come back to look at the child who had first helped him to be Real.
... We'll come back to that. ...
... OBAMA: Governor… ROMNEY: Let me come back and ' and answer ...