Ona bir kazak örmek için günler harcadı.
- She spent many days knitting a sweater for him.
Yemek yapmak, örgü örmek, bahçıvanlık, pul toplamak ve benzeri birçok hobileri vardır.
- She has many hobbies, cooking, knitting, gardening, collecting stamps, and so on.
Yemek yapmak, örgü örmek, bahçıvanlık, pul toplamak ve benzeri birçok hobileri vardır.
- She has many hobbies, cooking, knitting, gardening, collecting stamps, and so on.
Tom'da örgü örmeyi sever.
- Tom likes knitting too.
Örgüsünü bir kenara koydu ve ayağa kalktı.
- She put her knitting aside and stood up.
The witness knitted his testimony from contradictory pieces of hearsay.