to cease to exist, either actually or for the time being

listen to the pronunciation of to cease to exist, either actually or for the time being
الإنجليزية - التركية

تعريف to cease to exist, either actually or for the time being في الإنجليزية التركية القاموس.

disappear
gözden kaybolmak

Tom gözden kaybolmak istiyor. - Tom wants to disappear.

disappear
yok olmak
disappear
{f} ortadan kaybolmak

Ortadan kaybolmak zorundasın. - You have to disappear.

Zorla ortadan kaybolmak insanlığa karşı bir suçtur. - Forced disappearance is a crime against humanity.

disappear
{f} kaybolmak

Ben sadece ortadan kaybolmak istiyorum. - I just want to disappear.

Ortadan kaybolmak zorundasın. - You have to disappear.

disappear
gözden kaybol

Benim için sürpriz oldu, o bir anda gözden kayboldu. - To my amazement, it disappeared in an instant.

Oksijensiz bütün hayvanlar uzun zaman önce gözden kaybolurdu. - Without oxygen, all animals would have disappeared long ago.

disappear
{f} ortadan kaybolmak: My pen has
disappear
{f} unutulup gitmek
disappear
{f} yok olmak: Too many forests have disappeared. Pek çok orman yok oldu
disappear
uçmak
disappear
zail olmak
disappear
ortadan kalkmak
disappear
görünmez olmak
disappear
ortalıktan kaybolmak
disappear
kayıplara karışmak
disappear
yok ol

Dağdaki tüm kar yok olmuştu. - All the snow on the mountain has disappeared.

Ekvatora yakın dar bir bölgede bulunan,tropik yağmur ormanları o kadar hızlı yok oluyorlar ki 2000 yılına kadar onların yüzde sekseni gitmiş olabilir. - The tropical rainforests, located in a narrow region near the equator, are disappearing so fast that by the year 2000 eighty percent of them may be gone.

disappear
kaybolma

Sadece gözden kaybolma. - Just don't disappear.

Eski gelenekler kaybolmaya devam ediyor. - Old customs keep disappearing.

الإنجليزية - الإنجليزية
disappear
to cease to exist, either actually or for the time being
المفضلات