Makas bir şey kesmez.
- The scissors won't cut anything.
O grupla bağlantıları kesmelisin.
- You should cut off your connections with that group.
Tom kız kardeşine bir parça kek kesti.
- Tom cut his sister a piece of cake.
Tom pastayı altı parçaya böldü.
- Tom cut the pie into six pieces.
Sigaraları azaltmaktansa, bayım, niçin onları bırakmıyorsun.
- Rather than cutting down on cigarettes, sir, why don't you just give them up?
Birlik üyeleri, hafta sonu ceza oranlarını azaltmak için tekliflere sövüp saydılar.
- Union members railed against proposals to cut weekend penalty rates.
Elektrik kesintileri bilgisayara zarar verdi.
- The power cuts damaged the computer.
Bankerin maaş kesintisi geçiciydi, kalıcı değil.
- The banker's pay cut was temporary, not permanent.
Lütfen pizzayì üç dilim şeklinde kes.
- Please cut the pizza into three slices.
Eti ince dilimler halinde kesin.
- Cut the meat into thin slices.