Büyük bir dikkatle devam etmeliyiz.
- We should proceed with great caution.
Her şey en büyük dikkatle yapılmalı.
- Everything should be done with the greatest caution.
O beni benim sağlığıma karşı dikkatsiz olmama karşı uyarıda bulundu.
- He cautioned me against being careless of my health.
Senin sağduyunu takdir ediyorum.
- I appreciate your prudence.
Sağduyu asla çok fazla değildir.
- Prudence is never too much.
Sınıfta aşikar bir şekilde sigara içen lise öğrencileri ve onları uyaramayan öğretmenler cezalandırılacak.
- High school students who flagrantly smoke in class and the teachers who can't caution them will be punished.
Sami, Leyla'yı Ferit'ten uzak durması için uyardı.
- Sami cautioned Layla to stay away from Farid.
Bu dramada bir şey eksik.O gerçek derinliği olmayan basit ikaz edici bir masal.
- This drama is missing something. All it is is a simple cautionary tale with no real depth.
... It's just you have to approach it with more caution. ...