الإنجليزية - التركية
تعريف to cause something to collapse في الإنجليزية التركية القاموس.
- collapse
- yığılmak
- collapse
- {i} çöküş
MİT, 2030 yılına kadar küresel ekonomik çöküş öngördü.
-MIT has predicted global economic collapse by 2030.
Soğuk Savaş, Sovyetler Birliği'nin çöküşüyle sona erdi.
-The Cold War ended with the collapse of the Soviet Union.
- collapse
- (to) daraltmak
- collapse
- güçten düşmek
- collapse
- (Bilgisayar) daralt
- collapse
- bunalım
- collapse
- başarısızlığa uğramak
- collapse
- düşmek
- collapse
- bayılmak
- collapse
- yıkılma
Eski köprü yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya.
-The old bridge is in danger of collapse.
- collapse
- çök
O, dizlerinin üzerine çöktü.
-He collapsed to his knees.
Tom ısıdan dolayı çöktü.
-Tom collapsed because of the heat.
- collapse
- {f} başarısız olmak
- collapse
- {i} kolaps
- collapse
- {i} suya düşme
- collapse
- {f} suya düşmek
- collapse
- (Tıp) Kolaps, collapsus: Periferik damarların genişleyip muhitle kanın toplanması ile hasıl olan ağır bir tablo, vücutta bütün kuvvetlerin birdenbire kesilmesi
- collapse
- çökertmek
- collapse
- (Biyoloji) kollaps
- collapse
- {f} cesaretini yitirmek
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف to cause something to collapse في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- collapse
to cause something to collapse
الواصلة
to cause some·thing to col·lapseالتركية النطق
tı kôz sʌmthîng tı kıläpsالنطق
/tə ˈkôz ˈsəmᴛʜəɴɢ tə kəˈlaps/ /tə ˈkɔːz ˈsʌmθɪŋ tə kəˈlæps/
Resimler
المفضلات