to cause ones subordinates to drill (2)

listen to the pronunciation of to cause ones subordinates to drill (2)
الإنجليزية - التركية

تعريف to cause ones subordinates to drill (2) في الإنجليزية التركية القاموس.

drill
delgi
drill
matkap

Yüksek sesli matkap, kocasına baş ağrısı verdi. - The loud drill gave her husband a headache.

Beton sert olduğu zaman pim keski yerine elektrikli matkap kullanırız. - When the concrete is hard, we use an electric drill instead of a pin chisel.

drill
tatbikat

Dün bir yangın tatbikatı yaptık. - We had a fire drill yesterday.

Yeni Zelanda okul çocukları düzenli olarak deprem tatbikatlarını taahhüt ederler. - Schoolchildren in New Zealand regularly undertake earthquake drills.

drill
(Askeri) eğitim
drill
{f} (matkapla) delmek
drill
sondaj

Onlar petrol için sondaj yapmaya niyetlendiler. - They intended to drill for oil.

Denizde sondaj masrafları artıyor. - Offshore drilling costs are rising.

drill
(Diş Hekimliği) frez
drill
açmak
drill
sondajla açma
drill
{f} talim yapmak
drill
eğitmek
drill
{i} tohum yatağı
drill
matkapla delik açma usulü
drill
matkapla delmek
drill
{i} kaba pamuklu kumaş
drill
{f} çalıştırmak
drill
{f} kuyu açmak
drill
(İnşaat) delmek, matkap
drill
{f} sondaj yapmak
الإنجليزية - الإنجليزية
drill
to cause ones subordinates to drill (2)
المفضلات