Romanın son sayfasını henüz okumadım.
- I haven't read the final page of the novel yet.
Bu makine dakikada 60 sayfa basabilir.
- This machine can print sixty pages a minute.
Tom baştan sona kadar derginin sayfalarını çevirdi.
- Tom flipped through the pages of the magazine.
Sarı sayfalara bir göz at.
- Look through the yellow pages.
An SUV parked me in. Could you please page its owner?.