الإنجليزية - التركية
تعريف to bring near; to cause to draw near; to advance في الإنجليزية التركية القاموس.
- approach
- {f} yanaşmak
- approach
- yaklaşım
Tom hangi yaklaşımı alacağına karar veremiyor.
-Tom can't decide which approach to take.
Bu sorunla ilgili yeni bir yaklaşıma acil bir ihtiyaç vardır.
-There is an urgent need for a new approach to dealing with this problem.
- approach
- {i} yaklaşım tarzı: We need to change our approach to this problem. Bu soruna yaklaşım
- approach
- {i} başlangıç
- approach
- {i} yanaşma
- approach
- {f} andırmak
- approach
- çok benzemek
- approach
- yaklaşım tarzı
- approach
- yakınlık kurma için konu açma
- approach
- geçit
- approach
- giriş yolu
- approach
- {f} yaklaş
O yaklaştı ve dizlerinin üzerine düştü.
-He approached and fell on his knees.
O yaklaşması zor bir adamdır.
-He is a hard man to approach.
- approach
- yöntem
- approach
- {f} başvurmak
- approach
- yakına getirmek
- approach
- {f} girişmek
- approach
- {f} koyulmak
- approach
- {i} yaklaşma, yanaşma
- approach
- yaklaştırmak
- approach
- (fiil) yaklaşmak, yanaşmak; benzemek, andırmak; ulaşmak, varmak, ele almak, koyulmak; girişmek, başvurmak, görüşmek, temasta bulunmak
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف to bring near; to cause to draw near; to advance في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- approach
to bring near; to cause to draw near; to advance
الواصلة
to bring near; to cause to draw near; to ad·vanceالنطق
Resimler
المفضلات