İtfaiye, alevleri kontrol altına getirmek için çalışıyor.
- The firefighters are trying to bring the flames under control.
Lütfen arkadaşlarından bazılarını partiye getirmek için emin ol.
- Please be sure to bring some of your friends to the party.
Çünkü biz sizi seviyoruz, daha iyi bir kullanıcı deneyimi getirmek için Tatoeba'yı güncelleştiriyoruz. Gördünüz mü? Biz sizi seviyoruz ha?
- Because we love you, we are updating Tatoeba to bring you a better user experience. See? We love you huh?
Öğle yemeğini getirmek zorunda değilsin.
- You do not have to bring your lunch.
Bana dergileri getir.
- Bring me the magazines.
Çoğu sporlarda en sıkı çalışma yapan takım genellikle eve ekmek parasını getirir.
- In most sports the team that practice hardest usually brings home the bacon.
The new company director brought a fresh perspective on sales and marketing.
The closer Jones can really bring it.
... girly subscribers to him, and he was able to bring along ...
... I want to bring down the tax burden on middle-income families. And I'm going to work together with ...