Dünkü yönetim kurulu toplantısı büyük bir başarıydı.
- Yesterday's board meeting was a big success.
Judy yönetim kurulunda tek kadın.
- Judy is the only woman on the board.
Aşırı yüklenmiş güç panoları bir yangın tehlikesi olabilir.
- Overloaded power boards can be a fire hazard.
Tom panonun boyunu ölçtü.
- Tom measured the length of the board.
Bu gemiye binmek için izin alabilir miyim?
- May I have permission to board this ship?
Az sonra Boston trenine binmek zorunda olacağının farkında olan Tom, peronda Meryem'e tutkuyla sarıldı.
- Tom, aware that he would soon have to board the train to Boston, had passionately clung to Mary on the station platform.
O, tahtaya bir çivi çaktı.
- He drove a nail into the board.
Tahta ne kadar kalın?
- How thick is the board?
Katalogdan yeni bir ekmek tahtası sipariş ettim.
- I ordered a new cutting board from a catalog.
Bazı yönetim kurulu üyeleri onun şirketi işletme yeteneğini sorguladı.
- Some board members questioned his ability to run the corporation.
Tom yönetim kurulunda.
- Tom is on the board of directors.
İşte senin biniş kartın.
- Here is your boarding pass.
Lütfen pasaportunuzu ve biniş kartınızı görmeme izin verin.
- Please let me see your passport and boarding pass.
Pansiyona yüksek ücretler ödemek zorundayım.
- I have to pay high rates to the boarding.
Bu pansiyonda iyi yemek yersin.
- You eat good meals in this boardinghouse.
Katalogdan yeni bir ekmek tahtası sipariş ettim.
- I ordered a new cutting board from a catalog.
Saat kaçta binmeye başlarsınız?
- What time do you start boarding?
Tom Tokyo'ya giden bir trene bindi.
- Tom boarded a train bound for Tokyo.
Bu pansiyonda iyi yemek yersin.
- You eat good meals in this boardinghouse.
Ere long with like againe he boorded mee, / Saying, he now had boulted all the floure .
Room and board.
We have to wait to hear back from the board.
... But the board of The Hindu is enlightened enough for you to ...
... board games to play. ...