to bestow liberally, to give or distribute in abundance

listen to the pronunciation of to bestow liberally, to give or distribute in abundance
الإنجليزية - التركية

تعريف to bestow liberally, to give or distribute in abundance في الإنجليزية التركية القاموس.

shower
sağanak

Yarın ara sıra sağanaklar olabilir. - Occasional showers are possible tomorrow.

Sabah hava durumu daha sonra gün içinde gök gürültülü sağanak yağışı öngördü. - The morning forecast predicted thunder showers later in the day.

shower
duş

Sabah duş almaya alışkınım. - I am in the habit of taking a shower in the morning.

O her zaman duşta şarkı söyler. - He always sings while having a shower.

shower
Iight show
shower
{i} duş, duş yapma
shower
duş almak

Sabahları duş almak âdetimdir. - I'm wont to take a shower in the morning.

Tom bir duş almak istedi. - Tom wanted to take a shower.

shower
(Nükleer Bilimler) duş, sağnak
shower
{f} yağmuruna tutulmak
shower
{f} duş yap

Ablam her gün duş yapar. - My older sister showers every day.

Üç gün içinde duş yapmadım. - I haven't taken a shower in three days.

shower
yağmak
shower
yağdırmak
shower
{i} kısa süreli yağmur
shower
(fiil) yağdırmak, yağmuruna tutmak, dökmek, yağmuruna tutulmak
shower
{i} hediye yağmuru

Onu pahalı hediye yağmuruna tuttu. - He showered her with expensive gifts.

shower
{i} duş, duş yapma yeri
shower
{i} duş, duş yapmayı sağlayan aygıt
shower
{i} kısa süren yağmur
shower
{i} hafif yağmur
الإنجليزية - الإنجليزية
shower

The individual in the army becomes used to holding human life in contempt, in fact the greater the slaughter, the greater is his merit; and the more medals, ribbons, and honors of hero-worship are showered on him, the more he becomes, after a time, indifferent to all sorts of human suffering and loss of human life.

to bestow liberally, to give or distribute in abundance
المفضلات