Ben dışarı çıkmak istemiyorum.
- I don't want to go out.
Dün dışarı çıkmak zorunda kaldım.
- I was obliged to go out yesterday.
Benimle flört etmek ister misin?
- Would you like to go out with me?
Köpek dışarı gitmek istiyor.
- The dog wants to go outside.
Şu anda dışarı gitmek tehlikeli.
- It's dangerous to go outside right now.
Baba, dışarıya çıkıp oyun oynayabilir miyim?
- Daddy, may I go out and play?
Keşke dışarı çıktığın zaman kapıyı kapatsan.
- I wish you would shut the door when you go out.
Dışarıya çıkmak ve yiyecek bir şey almak ister misin?
- Do you want to go out and get something to eat?
Hava karardıktan sonra tek başına dışarıya çıkmak iyi bir fikir değil.
- It's not a good idea to go out after dark by yourself.
He thought Nehru jackets went out only in the late seventies.