to become (begin to be)

listen to the pronunciation of to become (begin to be)
الإنجليزية - التركية

تعريف to become (begin to be) في الإنجليزية التركية القاموس.

turn
açmak

Haberleri açmak istemiyorum. - I don't want to turn on the news.

Ama ben duş musluğunu açmak için çalıştığımda, bu siyah kabarcıklı sıvı dışarı çıktı. - But when I tried to turn the shower faucet, this black bubbly liquid came out.

turn
{f} dön

Sana sağa dönmeni emrediyorum - I order you to turn right.

Onun yerine az önce tanımladığım iki ekonomik değişkenin tartışmasına döneceğim. - Instead, I will turn to a discussion of the two economic variables I defined a moment ago.

turn
kıvırmak
turn
büklüm
turn
sapmak
turn
sürpriz
turn
heyecan

O, aşkını heyecanlandırdı. - She turned on her lover.

O, bu elbiseyi giydiği zaman beni heyecanlandırır. - He turns me on when he wears those clothes.

turn
dönmek

Şimdi geri dönmek için çok geç. - It's too late to turn back now.

Geri dönmek zorundayız. - We have to turn back.

turn
döndürmek

Direksiyonu döndürmek arabayı döndürür. - Turning the steering wheel makes the car turn.

turn
değişim
turn
sıra

Sonunda onun sırasıydı. - It was her turn at last.

Şarkı söyleme sırası senin. - It's your turn to sing.

turn
katlamak
turn
dönemeç
turn
{i} dönüş

Saçları beyaza dönüştü. - His hair has turned white.

Bu tırtıl harika bir kelebeğe dönüşecek. - This catterpillar will turn into a beautiful butterfly.

turn
yön değiştirme
turn
yönelme
turn
{f} ekşimek
turn
istidat
turn
(Askeri) DÖNÜŞ: Bir uçağın, istikamet değiştirmek için yaptığı manevra
الإنجليزية - الإنجليزية
turn

When I asked him for the money, he turned nasty.

to become (begin to be)
المفضلات