Tom gerçekten sıkıntılıydı.
- Tom was genuinely troubled.
Tom hiç sıkıntılı görünmüyor.
- Tom doesn't look troubled at all.
Tom'un sıkıntılı bir geçmişi var.
- Tom has a troubled past.
Tom gerçekten sıkıntılıydı.
- Tom was genuinely troubled.
Neden bu kadar sıkkınsın?
- Why are you so troubled?
Tom Mary'ye sorunlu olduğunu söyleyebilir.
- Tom could tell Mary was troubled.
Tom sorunlu bir çocuktu.
- Tom was a troubled child.
Sizi rahatsız ettiğim için üzgünüm.
- I am sorry to have troubled you.
Sizi rahatsız ettiğim için çok üzgünüm.
- I'm very sorry to have troubled you.
Bulanık sularda balık tutmaya mı çalışıyorsun?
- Are you trying to fish in troubled waters?
Başkan Van Buren rahatsızdı.
- President Van Buren was troubled.
O, haberden rahatsız olmuş görünüyordu.
- She looked troubled by the news.
Tom çok sıkıntılı görünüyor.
- Tom looks very troubled.
Tom gerçekten sıkıntılıydı.
- Tom was genuinely troubled.
... and my question to you it you indicated the troubled twenty of them ...