Benim akıcılığım birçok durum için yeterlidir, fakat genellikle çelişkili durumlarımı ifade etmek için değil.
- My fluency is sufficient for many situations, but not for expressing my — often contradictory — emotions.
Yeterli iş gücü olmayan bir ülke kendi kendine yeterli olamaz.
- A country without enough labour force cannot be self sufficient.
Ancak Japonya hâlâ diğer ülkeler tarafından yeterince anlaşılamamıştır, ve Japonlar, aynı şekilde, yabancıları anlamayı zor bulmuştur.
- Yet Japan is still not sufficiently understood by other countries, and the Japanese, likewise, find foreigners difficult to understand.
Tom Mary'ye yeterince teşekkür etmedi.
- Tom didn't thank Mary sufficiently.
Sufficient of us are against this idea that we should stop now.
... sufficient precursor ...
... I don't know about Mexico, whether they have sufficient ...