Onun yazısı çok özneldir.
- His writing is very subjective.
Bir cümlenin genellikle öznesi ve yüklemi vardır.
- A sentence normally has a subject and a verb.
Konuyu değiştirmeye çalıştım.
- I tried to change the subject.
Matematik iyi bir konudur.
- Mathematics is a good subject.
Lisede birçok konuda ders alıyoruz.
- We study many subjects in high school.
Fizik benim zayıf dersim.
- Physics is my weak subject.
Esas branş olarak hangi konuyu seçtin?
- What subject do you major in?
Tarih onun ana branşı değil.
- History is not his major subject.
Tom özne ve nesne arasındaki farkı bilmez.
- Tom does not know the difference between a subject and an object.
Aşağıdaki sözcüklere adıl denir ve cümlede özne olarak kullanılırlar. Onlar bir kişi veya nesne sunarlar.
- The following words are called pronouns and are used as the subject of a sentence. They represent a person or a thing.
Her şey doğanın kurallarına tabidir.
- Everything is subject to the laws of nature.
Plan onun onayına tabidir.
- The plan is subject to his approval.
Jack çamı kozalakları, örneğin, büyük bir ısıya maruz kalıncaya kadar tohumlarını bırakmak için kolayca açılmazlar.
- The cones of the jack pine, for example, do not readily open to release their seeds until they have been subjected to great heat.
Tom fiziksel ve duygusal istismara maruz kalmıştı.
- Tom was subject to physical and emotional abuse.
Kral, vatandaşları üzerinde hüküm sürer.
- The king rules over his subjects.
The Roman Empire ruled many subject territories.
Her favorite subject is physics.
... have to flat subject to the ourselves so the wind and rain ...
... Lastly, on the subject of economic opportunity, ...