Her şahsın dinlenmeye, eğlenmeye, bilhassa çalışma müddetinin makul surette sınırlandırılmasına ve muayyen devrelerde ücretli tatillere hakkı vardır.
- Everyone has the right to rest and leisure, including reasonable limitation of working hours and periodic holidays with pay.
Onu icat eden profesör, üniversiteden makul bir ücret hakkına sahip
- The professor who invented it has the right to reasonable remuneration from the university.
Daha mantıklı olmalısın.
- You should be more reasonable.
O, benim önerimin mantıklı olduğunu kabul etti.
- She allowed that my offer was reasonable.
Şu an onların fikirlerini yermek kolay, fakat onlar o zaman epey haklı göründü.
- It's easy to lampoon their ideas now, but they seemed quite reasonable at the time.
Bunun hakkında makul olmak zorundasın.
- You've got to be reasonable about this.
Oldukça makul görünüyor.
- It seems perfectly reasonable.
Buradaki fiyatlar oldukça makul.
- The prices here are quite reasonable.
... So I think that's a reasonable state for most countries. ...
... A reasonable prediction is that the incumbent businesses, ...