We inhabited Istanbul for a long time.
O, öğle yemeğinde zamanında olmak için babasına söz verdi.
- She promised her father to be in time for lunch.
Planında olmak istiyorum.
- I want to be in your plan.
Bölgede insanlar hiç yaşamadı.
- The region has never been inhabited by people.
Şu adalarda hangi hayvanlar yaşar?
- What animals inhabit those islands?