O çoktan elli yaşından daha fazla olduğunu, tam olarak elli beş olduğunu söyledi.
- He said he was already more than fifty years old, fifty five, to be precise.
Her şeyden önce, mantık kesin tanımlar gerektirir.
- Above all, logic requires precise definitions.
Kesin ölçümler gerekli.
- Precise measurements are needed.
O çoktan elli yaşından daha fazla olduğunu, tam olarak elli beş olduğunu söyledi.
- He said he was already more than fifty years old, fifty five, to be precise.
Ölçümler hassas olmalı.
- The measurements need to be precise.
O kesinlikle aradığımız adam.
- He is precisely the man we're looking for.
Tom'la tanışmak istememin nedeni kesinlikle bu.
- That's precisely why I need to meet Tom.
Daha titiz olmalıydım.
- I should've been more precise.
Tam olarak ne yapıyorsun?
- What precisely are you doing?
Tom Mary'nin nasıl hissettiğini tam olarak biliyor.
- Tom knows precisely how Mary feels.
Daha doğrusu, hayatın anlamı sorunudur.
- More precisely, it is the question of the meaning of life.
Kusursuz ölçümler gerekli.
- Precise measurements are necessary.
O kesinlikle aradığımız adam.
- He is precisely the man we're looking for.
Tom'la tanışmak istememin nedeni kesinlikle bu.
- That's precisely why I need to meet Tom.
Give me an exact answer.
- Give me a precise answer.
That's exactly what I meant.
- That's precisely what I meant.
... algorithms we now have over 40 million precise geocodes ...
... on their kind of payroll for that precise purpose. ...