Lech Wałęsa 1980'de tersane çitinin üzerinden atladı.
- Lech Wałęsa jumped over the shipyard fence in 1980.
Çocuk, çitin üzerinden atladı.
- The boy skipped over the fence.
O, pijamasının üstüne kaftan giydi.
- He wore a robe over his pajamas.
Kate örtüyü masanın üstüne yaydı.
- Kate spread the cloth over the table.
Gösteri neredeyse bitmişti.
- The performance was almost over.
Her şey bitmiş sayılmaz.
- It ain't over till it's over.
Yağmur ormanlarının, dünya yüzeyinin sadece yüzde ikisini kaplamasına rağmen; vahşi bitki, hayvan ve bitki türlerinin yarısından fazlası orada yaşar.
- Although rainforests make up only two percent of the earth's surface, over half the world's wild plant, animal and insect species live there.
Doksan yıldan fazla yaşamak hiç ender değildir.
- It is not rare at all to live over ninety years.
Oğlunun ölümü üzerine ağladı.
- She wept over her son's death.
Hızlı kahverengi tilki tembel köpeğin üzerine atlar.
- The quick brown fox jumps over the lazy dog.
Köprünün üstünde giden trene bak.
- Look at the train going over the bridge.
Borçları 1,000 doların üstündedir.
- His debts amount to over $1,000.
Lincoln kutlamaların bittiğine memnundu.
- Lincoln was glad the celebrations were over.
Tom'un sorunçıkaran günleri bitti.
- Tom's troublemaking days are over.
Çok fazla balık avı dolayısıyla, bazı balık stokları şimdi tehlikeli derecede düşük seviyelerde.
- Due to overfishing, some fish stocks are now at perilously low levels.
Tom çok fazla yediği için hastalandı.
- The reason Tom got sick was because he overate.
Tom sözleşmeyi dikkatli bir şekilde baştan sona okudu.
- Tom carefully read over the contract.
Teslim etmeden önce kağıdını baştan sona oku.
- Read over your paper before you hand it in.
Ulus devletlerin varlığı, dünya'nın geri kalanında Avrupa'ya büyük bir avantaj sağladı.
- The existence of nation-states gave Europe a great advantage over the rest of the world.
Partiden arta kalan birçok yemek vardı.
- There was a lot of food left over from the party.
Tom yukarıdan geçen bir helikopter duydu.
- Tom heard a helicopter overhead.
Tom yukarıdan geçen helikopterleri duyabiliyordu.
- Tom could hear helicopters overhead.
Onu iyice düşünmem için bana biraz zaman ver.
- Give me some time to think it over.
Satın almadan önce evi iyice inceledik.
- We went over the house thoroughly before buying it.
O makaleyi tekrar tekrar okudu.
- He read the article over and over again.
Onu yapmamanı sana tekrar tekrar söyledim.
- I've told you over and over again not to do that.
Bir fincan kahve içerken sorun hakkında sohbet ettik.
- We talked about the question over a cup of coffee.
Telefonda onunla konu hakkında konuştum.
- I spoke to him about it over the telephone.
Sen bu iş için gereğinden fazla niteliklisin.
- You're overqualified for this job.
Bu iş için gereğinden fazla kalifiye olduğumu söylediler.
- They said I'm overqualified for that job.
Tom Mary'ye geçen altı ay içinde 34,000 dolardan daha fazla verdiğini hesapladı.
- Tom calculated that he had given Mary over 34,000 dollars in the past six months.
Kırsaldan şehir bölgelerine yapılan bu taşınma iki yüzyıldan daha fazla bir süredir devam etmektedir.
- This movement from rural to urban areas has been going on for over two hundred years.
Tom şapkasını gözlerinin üzerine aşağıya indirdi.
- Tom pulled his cap down over his eyes.
Hatalarına bir daha asla göz yummayacağım.
- I'll never overlook your mistakes again.
Fadıl'ı bir daha kaybetmek istemiyorum.
- I don't want to lose Fadil all over again.
Helen'in forumu bir veya iki fırın eldiveni kullanılıp kullanılmayacağı üzerine uzlaşmaz bir bölünme yaşadı.
- Helen's forum experienced an irreconcilable schism over whether to use one or two oven mitts.
Bölüm 14'ü okumanız gerekiyordu. O sizin hafta sonu boyunca ev ödevinizdi.
- You were supposed to read Chapter 14. That was your homework over the weekend.
O, başımın hemen üstünden gitti.
- That went right over my head.
Ben onun üstünden tekrar gitmek istemem.
- I don't want to go over it all again.
Toplantı nerdeyse bitmek üzere.
- The meeting is almost over.
Öğretim yılı bitmek üzere.
- The school year is almost over.
Bana sorarsanız bu tamamen abartılı.
- If you ask me, it's completely overblown.
Liisa tamamen bunalmıştı fakat orada ona yardım edebilecek kimse yoktu.
- Liisa was completely overwhelmed, but there was no one there who could've helped her.
Babasının ölümü ile ilgili şoku atlattı.
- He got over the shock of his father's death.
Bu noktaya kadar ben dönemdeki siyasi huzursuzluğun büyümesi ile ilgili genel bir bakış sundum.
- Up to this point I have presented an overview of the growth of political unrest in the period.
Yeniden başlamalıyım.
- I have to start over.
Tom raporu baştan yeniden yazmak zorundaydı.
- Tom had to write the report all over again.
Bu dersin bitmesine 10 dakika kaldı.
- This class will be over in ten minutes.
Bu yaz günü çok çabuk bitecek!
- This summer's day will be over all too soon!
Tom Mary'yi her yere götürdü.
- Tom drove Mary all over the place.
Tom Mary'nin durduğu yere doğru yürüdü.
- Tom walked over to where Mary was standing.
Yakıt maliyetinden dolayı deniz aşırı ülkelere uçuş maliyet arttı.
- The cost of flying overseas has risen with the cost of fuel.
Dalida aşırı dozda uyku hapından öldü.
- Dalida died from an overdose of sleeping pills.
Lech Wałęsa 1980'de tersane çitinin üzerinden atladı.
- Lech Wałęsa jumped over the shipyard fence in 1980.
Nalokson morfin türevi ilaçların aşırı dozunun etkilerini tersine çevirebilen hayat kurtarıcı bir ilaçtır.
- Naloxone is a life-saving drug that can reverse the effects of an opioid overdose.
O otuzu aşkın olamaz; o hâlâ yirmili yaşlarda olmalı.
- She can't be over thirty; she must still be in her twenties.
Dünyada yedi bini aşkın dil vardır.
- There are over seven thousand languages in the world.
Bayan Klein 80 yaşın üzerinde, ama hâlâ çok aktif.
- Mrs Klein is over 80, but she's still very active.
Sevdiğin birinin kaybına çok uzun süre ağlama.
- Don't mourn over the loss of your loved one too long.
Nalokson morfin türevi ilaçların aşırı dozunun etkilerini tersine çevirebilen hayat kurtarıcı bir ilaçtır.
- Naloxone is a life-saving drug that can reverse the effects of an opioid overdose.
Tom şimdi baştan başa sözleşmeyi okuyor.
- Tom is reading over the contract right now.
300'ü geçkin insan tutuklandı.
- Over 300 people were arrested.
Tom başının üstünde gibi hissetti.
- Tom felt like he was in over his head.
Köprünün üstünde giden trene bak.
- Look at the train going over the bridge.
Aç kedi çöpü mutfağın her yerine saçtı.
- The hungry cat scattered the trash all over the kitchen.
Haber kasabanın her yerine yayıldı.
- The news spread all over the town.
Dünyanın her yerinden insanlar İngilizcenin öğrenmek için zor olduğunu söylüyorlar.
- People from all over the world say that English is difficult to learn.
Buraya dünyanın her yerinden turistler gelir.
- Tourists from all over the world come here.
Sami onu tekrar tekrar yineliyordu.
- Sami was repeating that over and over.
O, 30 yaşın üstünde ama yine de mali açıdan ailesine bağlı.
- He's over 30 but still financially dependent on his parents.
2014 Sochi Kış olimpiyatları artık bitti.
- The 2014 Sochi Winter Olympics are now over.
Sanırım o artık bitti.
- I think it's over now.
Oradaki yüksek binayı görüyor musun?
- Do you see that tall building over there?
Yüksek bir kum tepeciğinden bütün adayı görebildim.
- From the tall dune I could see over the whole island.
Kate hafta sonu boyunca Izu'da kalır.
- Kate stays in Izu over the weekend.
Bütün gece boyunca dağlarda dolaşıyordum.
- I was roaming over the mountains all through the night.
Tokyo borsasında, aşağı yukarı 450 şirketin hisse senetleri sayaç üzerinde işlem gördü.
- In the Tokyo stock market, stocks of about 450 companies are traded over the counter.
Çocuk, çitin üzerinden atladı.
- The boy skipped over the fence.
Over meatloaf and mashed potatoes (being careful not to talk with his mouth full), Stanley told about his adventure.
The latest policy was over-conservative.
Let's go over scene 3 from the top.
I think I’m over my limit for calories for today.
Let's walk over the hill to get there.
Sales are down this quarter over last.
How do you receive? Over!.
He bent over to touch his toes.
Climb up the ladder and look over .
Can I sleep over?.
I'll bring over a pizza.
standard cash count forms used to record the count and any overs or unders.
I lost my paper and I had to do the entire assignment over.
four over two equals two over one.
He is finally over his ex-girlfriend.
I moved over to make room for him to sit down.
The quick brown fox didn't jump over the lazy dog.
- The quick brown fox did not jump over the lazy dog.
The quick brown fox did not jump over the lazy dog.
- The quick brown fox didn't jump over the lazy dog.
... The job the troops do over there in Afghanistan is really ...
... about math that doesn't add up, how about $4 trillion of deficits over the last four ...