O, kendisinin hasta olduğuna inandırdı.
- She made believe that she was sick.
Hasta tamamen iyileşti.
- The patient made a full recovery.
Onun kalesi kırık camdan yapılmıştı.
- His castle was made of broken glass.
Kırık kapıya geçici bir onarım yaptım.
- I made a temporary repair to the broken door.
Tom beni deli ediyor.
- Tom is driving me mad.
Tom bir deli gibi çalıştı.
- Tom worked like a madman.
Niçin bana kızgınsın?
- Why are you mad at me?
Eşiniz size çok kızgın.
- Your wife is mad at you.
Hiçkimseye sinirli değilim.
- I'm not mad at anybody.
Tom sinirli görünüyordu.
- Tom looked like he was mad.
Tom Mary'ye çılgıncasına âşıktı.
- Tom was madly in love with Mary.
Bir çılgınla benim aramdaki tek fark benim bir çılgın olmamamdır.
- The only difference between me and a madman is that I'm not mad.
O kadar üzgündü ki neredeyse çıldırmıştı.
- He was so sad that he almost went mad.