Tom Amerikan tarihi ile çok ilgili.
- Tom is very interested in American history.
O, müzikle çok ilgilidir.
- She's very interested in music.
Piotr futbola meraklıdır.
- Piotr is interested in soccer.
Her zaman onun makalesini okumaya meraklıyım.
- I'm always interested in reading his column.
O, birçok şeyle ilgilenmektedir.
- He's interested in many things.
Japon tarihi ile çok fazla ilgilenmektedir.
- He is very much interested in Japanese history.
Ben Esperanto öğrenmek istedim, çünkü beni çok ilgilendiriyordu.
- I wanted to learn Esperanto, because it interested me very much.
Seni ilgilendiren bir şey var mı?
- Is there something that interested you?
... But if you're interested in learning more about where ...
... user is interested in, is pulled up. ...