الإنجليزية - التركية
تعريف to be in rivalry في الإنجليزية التركية القاموس.
- rival
- rakip
Kral John tüm rakiplerini idam etti.
-King John put to death all of his rivals.
Bir zamanlar şampiyonluk için ona rakiptim.
-I once rivaled him for the championship.
- rival
- {s} rakip olan; birbiriyle rekabet eden
- rival
- rakip olmak
- rival
- {f} rekabet et
- rival
- -e rakip olmak
- rival
- ile rekabet etmek
- to be in
- olmak
O, öğle yemeğinde zamanında olmak için babasına söz verdi.
-She promised her father to be in time for lunch.
Tom'un yerinde olmak istemem.
-I wouldn't like to be in Tom's shoes.
- rival
- {f} çekişmek
- rival
- {i} hasım
- rival
- geçmek için rekabet etmek
- rival
- {f} kadar ... olmak, ile rekabet etmek, ile aşık atmak: Its
- rival
- rakip ol
İyi kaliteli şarap söz konusu olduğunda hiçbir ülke Fransa'ya rakip olamaz.
-When it comes to good quality wine, no country can rival France.
- rival
- {f} rekabet etmek
- rival
- {f} aşık atmak
- rival
- rivalryrekabet
- rival
- (sıfat) rakip
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف to be in rivalry في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- rival
to be in rivalry
الواصلة
to be in ri·val·ryالتركية النطق
tı bi în rayvılriالنطق
/tə bē ən ˈrīvəlrē/ /tə biː ɪn ˈraɪvəlriː/
Resimler
السابق
المفضلات