Genç çift çok kısa sürede birbirlerine âşık oldu.
- The young couple fell in love with each other very soon.
İlk görüşte ona âşık oldu.
- She fell in love with him at first sight.
Âşık olmak için çok gençsin.
- You are too young to be in love.
İstediğim bir kız arkadaşımın olması değil, ben sadece aşık olmak istiyorum.
- It's not that I want to have a girlfriend, I just want to be in love.
Ona aşık olmuş gibi görünüyordu.
- She seemed to be in love with him.
O, ona zaten âşık olmuştu.
- She was already in love with him.
O, öğle yemeğinde zamanında olmak için babasına söz verdi.
- She promised her father to be in time for lunch.
Tom'un yerinde olmak istemem.
- I wouldn't like to be in Tom's shoes.
Romeo was in love with Juliet.
I'm not exactly in love with the idea of having to start again from scratch.
Isn't it nice to see two people in love?.
... I love them. ...
... that is the music that I love. ...