Bir karenin dört kenarı vardır.
- A square has four sides.
Tom ve Mary yaralı adamı yol kenarına taşıdılar.
- Tom and Mary carried the injured man to the side of the road.
Onun yan tarafında bir ağrısı var.
- He has a pain in his side.
Hakem, tenis kortunun yan tarafında yüksek bir sandalyede oturuyor.
- The umpire sits in a high chair at the side of the court.
Tatoeba'nın karanlık yönünü kesinlikle keşfettim.
- I just discovered the dark side of Tatoeba.
Hayata her zaman olumlu yönden bak.
- Always look on the bright side of life.
Tom'un yerinde olmak istemem.
- I wouldn't like to be in Tom's shoes.
Planında olmak istiyorum.
- I want to be in your plan.
... our alliance with europe remains the strongest the world has ever known ...