Tom davulu yavaş bir tempoda çaldı.
- Tom beat the drum at a slow tempo.
Ritmi hissedin ve tempoyu takip edin.
- Feel the rhythm and follow the beat.
Düşmanı yenmek için birleşmemiz gerekir.
- We need to band together to beat the enemy.
Yenmek kolay olmayacak.
- I won't be easy to beat.
O anda Boston'da olmak müthiş heyecan vericiydi.
- It was tremendously exciting to be in Boston at that time.
O, öğle yemeğinde zamanında olmak için babasına söz verdi.
- She promised her father to be in time for lunch.
Yumurtaları çırpmak için karıştırıcı kullanacak mısın?
- Are you going to use the blender to beat the eggs?