Yalan söylemek yanlıştır.
- To tell a lie is wrong.
Yalan söylemek yanlıştır.
- It is wrong to tell a lie.
Birkaç dakika uzanmak istiyorum.
- I want to lie down for a few minutes.
Şehir Londra'nın doğusuna uzanmaktadır.
- The city lies east of London.
Ben yatmak istiyorum.
- I'd like to lie down.
İşte sorun burada yatmaktadır.
- That's where the problem lies.
Konumunu yitirdi çünkü yalan söylemekten kaçınmıştı.
- He lost his position just because he refused to tell a lie.
Ayılar uyuduğunda ya da uzandığında onların duruşları ısıdan kurtulmak ya da onu korumak isteyip istemediklerine bağlıdır.
- When bears sleep or lie down, their postures depend on whether they want to get rid of heat or conserve it.
Ada Japonya'nın batısına doğru uzanır.
- The island lies to the west of Japan.
Çocukken çimin üstünde sırtüstü uzanır beyaz bulutlara bakardım.
- As a boy, I used to lie on my back on the grass and look at white clouds.
Nagoya Tokyo ve Osaka arasında yer almaktadır.
- Nagoya lies between Tokyo and Osaka.
Şehir bir dağın eteğinde yer almaktadır.
- This city lies at the base of a mountain.
O anda Boston'da olmak müthiş heyecan vericiydi.
- It was tremendously exciting to be in Boston at that time.
İlerde ne olmak istiyorsun?
- What do you want to be in the future?
Our uninquiring corpses lie more low / Than our life's curiosity doth go.