Arkadaşlar onun için çok mühimdir.
- Friends are very important to her.
Keyfiyet, kemiyetten mühimdir.
- Quality is more important than quantity.
Terörizm, bir ülkenin bölünmesi ve ayrılıkçı bölgelerin oluşumu için en önemli faktördür.
- Terrorism is the most important factor for the division of a country and the creation of autonomous regions.
Kâğıdı geri dönüştürmek çok önemlidir.
- Recycling paper is very important.
Meselenin önemini ona iyice anlatmalısın.
- You must bring home to him the importance of the matter.
Meseleyi ona bırakmaktan başka çaremiz yoktu.
- We had no choice but to leave the matter to him.
Lütfen gelecek toplantıda maddeyi öne sür.
- Please bring the matter forward at the next meeting.
Madde katı, sıvı veya gaz olarak bulunabilir.
- Matter can exist as a solid, liquid, or gas.
Dergi senatöre karşı birçok ciddi suçlama yaydı.
- The magazine spread many important charges against the Senator.
Konu hakkında seninle özel olarak konuşabilir miyim?
- May I talk with you in private about the matter?
Bu kesinlikle özel bir mesele.
- This is strictly a private matter.
Yüzyıllık Yalnızlık İspanyol edebiyatının Don Kişottan bu yana en önemli eseri sayılır.
- One Hundred Years of Solitude is considered the most important work of Spanish literature since Don Quixote.
İnsanoğlunun tarih derslerinden çok şey öğrenmemesi tarihin öğretmek zorunda olduğu tüm derslerin en önemlisidir.
- That men do not learn very much from the lessons of history is the most important of all the lessons that history has to teach.
O sevimli ve daha da önemlisi, sınıfı var.
- She's cute, and more importantly, has class.
Sorry for pouring ketchup on your clean white shirt! - Oh, don't worry, it does not matter.
... But nonetheless, content is really important. ...
... and my philosophy about why what we do in universities is so profoundly important. And ...