Olayların bu açıklaması tamamen abartılmış, üstelik doğru olsa bile.
- This description of events is completely exaggerated, even if it's essentially true.
Rapor abartılmış olabilir.
- The report may be exaggerated.
Bizim için onun sevgisi abartılı görünüyor.
- His affection for us seems exaggerated.
O, abartılı bir inleme çıkardı ve elini kapı tokmağına koydu.
- He let out an exaggerated groan and put his hand on the doorknob.
Rapor, salonun kapasitesini abarttı.
- The report exaggerated the capacity of the hall.
Balıkçı yakaladığı balığın büyüklüğünü abarttı.
- The fisherman exaggerated the size of the fish he had caught.