Bu basit sandalye oldukça rahattır.
- This easy chair is quite comfortable.
İki kadın parktaki bir bankta rahat ediyorlar.
- Two women are taking it easy on a bench in the park.
Her zaman dürüst olmak kolay değildir.
- To be always honest is not easy.
İngilizce konuşmak kolay değildir.
- Speaking English isn't easy.
Bu kitap bir çocuğun okuyabileceği kadar çok basittir.
- This book is so easy that a child can read it.
Şeyleri her zaman çok basite alıyorsun.
- You always take things too easy.
Yapması kolaydır ve ucuzdur.
- It's easy to make and it's cheap.
Evim istasyona kolayca ulaşılabilecek bir yerde.
- My house is within easy reach of the station.
Sami'nin her zaman kolayca ulaşabileceği hapları vardı.
- Sami always had pills within easy reach.
Bu elektronik sözlüğün işe yarar şeylerinden biri herhangi bir yere kolaylıkla taşınabilmesidir.
- The convenient thing about this electronic dictionary is that it's easy to carry anywhere.
Kendi ana dilinde doğal ses çıkarmak ve ana dilin olmayan bir dilde doğal olmayan ses çıkarmak çok kolaydır.
- It's very easy to sound natural in your own native language, and very easy to sound unnatural in your non-native language.
Radyoda doğal olarak konuşmak kolay değil.
- It is not easy to speak naturally on the radio.
Sakin olun ve iyi geçinin.
- Take it easy and get well.
Sakin olun. Ben fırsatların sizin lehinize olduğunu size temin ederim.
- Take it easy. I can assure you that chances are in your favor.
Bunun kolay olacağını düşünmüştüm, fakat bütün gün çalışıyoruz ve hâlâ bitirmedik.
- I thought doing this would be easy, but we've been working all day and we're still not finished.
Bunu yapmanın kolay olacağını düşündüm.
- I thought doing this would be easy.
Aynı anda hem geçimsiz hem de uysal, hem hoş hem de katısın. Ne seninle, ne de sensiz yaşayabilirim.
- You are difficult and easy, pleasant and bitter at the same time; I can't live with or without you.
Doğuştan oldukça uysal bir adam.
- He is by nature quite an easy-going man.
Now that I know it's taken care of, I can rest easy at night.
She has a reputation for being easy; they say she's slept with half the senior class.
The teacher gave an easy test to her students.
... going forward. But we believe the strategy--It's not easy, but it's exactly what we need to ...
... kiss three kids was just too easy ...