O zaman ben de Muhafazakarım dedi Anne kararlı bir şekilde.
- Then I'm Conservative too, said Anne decidedly.
O, niyetinde oldukça kararlıydı.
- He was quite decided in his determination.
Sanırım o kararlaştırılmış.
- I guess it's decided.
Mutlu olmaya karar verdim çünkü sağlığım için iyi.
- I decided to be happy because it's good for my health.
Mary artık onu asla görmemeye karar verdi.
- Mary decided never to see him any more.
Her şey pazartesi günü belli olacak.
- Everything will be decided on Monday.
O, neye karar verildiğini uzun uzadıya açıkladı.
- He explained at length what had been decided.
Duvarları açık maviye boyamaya karar verdik.
- We've decided to paint the walls light blue.
Sigara içmekten kesin olarak vazgeçti.
- He decided to give up smoking once and for all.
Odadaki atmosfer kesinlikle soğuktu.
- The atmosphere in the room was decidedly frosty.
Benim tartışmasız tercihim bu seçeneklerden dördüncüsü ve sonuncusudur.
- My decided preference is the fourth and the last of these alternatives.
... The big news that you've decided to stay here in the ...
... Is that you decided to consolidate? ...