Yukarıdaki bulutlar hızlı ilerledi.
- The clouds above moved fast.
İnsanlar kendi aralarında mücadele ederken melekler yukarıdan izlerler.
- Angels watch from above as men fight amongst themselves.
Patron, yazıhanenin üzerindeki balkonda işçileri gözleyerek gezindi.
- The boss strolled around the balcony above the office, observing the workers.
Ay bulutların üzerinde kaldı.
- The moon rose above the clouds.
Çatalı ekmek ve tereyağı tabağı üzerine koy.
- Place the bread and butter plate above the fork.
Onun davranışı şüphe üzerinedir.
- His conduct is above suspicion.
Biz bulutların üstünde uçuyoruz.
- We are flying above the clouds.
Elbisesi dizinin üstündeydi.
- Her dress is above the knee.
Affedersiniz; yukarıdaki makalede üç hata göstermeme izin verin.
- Excuse me; allow me to point out three errors in the above article.
Yukarıdaki bulutlar hızlı ilerledi.
- The clouds above moved fast.
Her şeyin ötesinde arkadaşlarına sadık olmalısın.
- You must, above all, be faithful to your friends.
Bu köprünün yaklaşık üç mil ötesinde yaşıyoruz.
- We live about three miles above this bridge.
Bir buzdağının su altındaki parçası su üstündeki parçasından çok daha büyüktür.
- The part of an iceberg under the water is much larger than that above the water.
Şöminenin üstündeki duvarda bulunan resim Tom tarafından yapıldı.
- The painting on the wall above the fireplace is by Tom.
Tom'un masasının üstündeki rafta bir bovling kupası vardı.
- There was a bowling trophy on the shelf above Tom's desk.
Fenolftalein, 10.0 ya da daha fazla bir pH'a sahip olan bir baz varlığında parlak mora dönüşecektir ve 8.2 ya da daha az bir pH değerine sahip bir çözeltinin varlığında renksiz kalacaktır.
- Phenolphthalein will turn fuchsia in the presence of a base with a pH of or above 10.0 and will remain colorless in the presence of a solution with a pH of or below 8.2.
Kasaba, Londra'nın hemen kuzeyinde yer alır.
- The town lies just above London.
Şehir Londra'nın elli mil kuzeyindedir.
- The city is fifty miles above London.
Sağlık zenginliğin üstündedir, zira birincisi ikincisinden daha önemlidir.
- Health is above wealth, for the former is more important than the latter.
Sağlık zenginliğin üstündedir, zira zenginlik bize sağlık kadar çok mutluluk vermiyor.
- Health is above wealth, for this does not give us so much happiness as that.
Beş rubleden fazla ödeme yapmayınız.
- Don't go above five rubles.
Bu kitabı her şeyden fazla seviyorum.
- I love this book above all.
O, onura her şeyden daha çok değer verir.
- He values honor above anything else.
Yukarıdaki bulutlar hızlı ilerledi.
- The clouds above moved fast.
Yukarıda bahsedilen posta öğesi usulüne uygun şekilde teslim edilmiştir.
- The above-mentioned mail item has been duly delivered.
Kulenin yüksekliği 100 metrenin üzerindedir.
- The height of the tower is above 100 meters.
Tiyatronun kapısının üzerindeki sözler bir metre yükseklikteydi.
- The words above the door of the theater were one meter high.
Sağlık zenginliğin üstündedir, zira zenginlik bize sağlık kadar çok mutluluk vermiyor.
- Health is above wealth, for this does not give us so much happiness as that.
Uçak, bulutların çok üzerinde uçuyordu.
- The plane was flying far above the clouds.
Derin su balıkları asla ışığı görmezler ve bütün hayatlarını yukarıdan gelen artıklarla yaşarlar.
- Deep water fish never see the light and live all their lives from the scraps that come from above.
Onlar, her şeyden önce, barış içinde yaşamak istiyor.
- They want, above all things, to live in peace.
Her şeyden önce, birbirinize yardım etmelisiniz.
- Above all, you must help each other.
O, onura her şeyden daha çok değer verir.
- He values honor above anything else.
Her şeyden önce sağlıklı olmak istiyorum.
- Above all, I want to be healthy.
Patron, yazıhanenin üzerindeki balkonda işçileri gözleyerek gezindi.
- The boss strolled around the balcony above the office, observing the workers.
Biz ağaçların üzerindeki kuleyi görebiliyoruz.
- We can see the tower above the trees.
Elbisesi dizinin üstündeydi.
- Her dress is above the knee.
Sağlık zenginliğin üstündedir, zira zenginlik bize sağlık kadar çok mutluluk vermiyor.
- Health is above wealth, for this does not give us so much happiness as that.
He's in a better place now, floating free as the clouds above.''.
He appealed to the court above.
Fowl that may fly above the earth.
... So it's halfway above the legacy curve. ...
... and rescue and kind of on understand a little bit of above ...