to be a member of a deliberative body

listen to the pronunciation of to be a member of a deliberative body
الإنجليزية - التركية

تعريف to be a member of a deliberative body في الإنجليزية التركية القاموس.

sit
{f} (bir yerde) kalmak, durmak; bulunmak: The statue's been sitting in that corner for years. Heykel yıllardır o
sit
{f} oturuma katılmak
sit
{f} poz vermek
sit
toplantı yapmak
sit
otur

İngiliz, Belçikalı ve Hollandalı bir meyhaneye girer ve tezgahta otururlar. Barmen söyler, Bir dakika bekleyin, bu bir şaka mı ne? - An Englishman, a Belgian and a Dutchman enter a pub and sit down at the counter. Says the barkeeper, Wait a minute, is this a joke or what?

Oturduğun yerdeki boya hâlâ yaştır. - The paint on the seat on which you are sitting is still wet.

sit
{f} kuluçkaya yatmak
sit
{f} yola getirmek
sit
ressam veya heykeltıraşa modellik etmek
sit
resim çektirmek için poz vermek
sit
{f} (sat, --ting)
sit
binip oturmak
sit
{f} burnunu sürtmek
sit
{f} konmak
sit
(for ile) (sınava) girmek
sit
görev almak
sit
{f} binmek
sit
oturmak

Oturmak istiyor musunuz? - Do you want to sit down?

Tüm yapmanız gereken, burada oturmak ve doktorun sorularını cevaplamak. - All you have to do is sit down here and answer the doctor's questions.

sit
(fiil) oturmak, poz vermek, modellik yapmak, sınava girmek, konmak, tünemek, kuluçkaya yatmak, toplanmak, oturuma katılmak, tam oturmak, yola getirmek, burnunu sürtmek, binmek, oturtmak
الإنجليزية - الإنجليزية
sit

I currently sit on a standards committee.

to be a member of a deliberative body

    الواصلة

    to be a Mem·ber of a de·li·be·ra·tive bo·dy

    التركية النطق

    tı bi ı membır ıv ı dîlîbrıtîv bädi

    النطق

    /tə bē ə ˈmembər əv ə dəˈləbrətəv ˈbädē/ /tə biː ə ˈmɛmbɜr əv ə dɪˈlɪbrətɪv ˈbɑːdiː/
المفضلات