to be; have existence; have being or reality

listen to the pronunciation of to be; have existence; have being or reality
الإنجليزية - التركية

تعريف to be; have existence; have being or reality في الإنجليزية التركية القاموس.

exist
{f} var olmak
exist
var ol

Ben, hayaletlerin var olduklarına inanmıyorum. - I don't believe that ghosts exist.

Hayaletlerin var olduğunu kanıtlamak zordur. - It is difficult to prove that ghosts exist.

exist
kalmak
exist
varolma
exist
yaşama

Kıt kanaat yaşamaktan usandım. - I'm sick of this hand-to-mouth existence.

Eğer alkol olmasa, hiç birimiz yaşamayız. - If it wasn't for alcohol, none of us would exist.

exist
baki olmak
exist
yaşa/var ol
exist
bulunur

Cennet ve cehennem sadece insanın kalbinde bulunur. - Heaven and hell exist only in the human heart.

Apotik veya “gece yarısı” bölgesi 1.000 metrenin altındaki derinliklerde bulunur. Güneş ışığı bu derinliklere nüfuz etmez ve bölge karanlıkta kalır. - The aphotic, or “midnight,” zone exists in depths below 1,000 meters. Sunlight does not penetrate to these depths and the zone is bathed in darkness.

exist
olmak

Bu dünyada erkekler zengin olmak için değil, mutlu olmak için var olurlar. - Men do not exist in this world to become rich, but to become happy.

exist
yaşamak

Kıt kanaat yaşamaktan usandım. - I'm sick of this hand-to-mouth existence.

exist
bulunmak

İngilizce Q, W ve X harfleri bulunmaktadır. - The letters q, w and x exist in English.

exist
hayatta kalmak
exist
mevcut olmak
exist
yaşamını (güç koşullar altında) sürdürmek
الإنجليزية - الإنجليزية
exist
to be; have existence; have being or reality
المفضلات