to attract attention or concern

listen to the pronunciation of to attract attention or concern
الإنجليزية - التركية

تعريف to attract attention or concern في الإنجليزية التركية القاموس.

interest
ilgilendirmek
interest
faiz

Bir banka bize faizle ödünç para verir. - A bank lends us money at interest.

Faizi yeniden ayarlama yönünü belirlemek zordur. - It is difficult to peg the direction of interest deregulation.

interest
artar
interest
ürem

Üreme benim ilgimi çekmiyor. - Procreation does not interest me.

to attract attention
ilgi çekmek

Çocuklar bazen sırf ilgi çekmek için ağlarlar. - Children often cry just to attract attention.

interest
nema
interest
ilgi uyandırma
interest
(Ticaret) tecessüs
interest
merakını
interest
{f} ortak olmak
interest
{f} ilgilendir

Seçtiğim şeyin beni ilgilendirmediğini anladım. - I realized that what I had chosen didn't really interest me.

Evlilik genç insanları ilgilendiren bir konu değildir. - Marriage isn't a subject that interests young people.

interest
merakını uyandırmak
interest
(in ile) ilgi
to attract attention
(deyim) göze batmak
interest
{f} ikna etmek
interest
(Mukavele) faiz; ilgi; hisse; kazanç
interest
(fiil) ilgisini çekmek, dikkatini çekmek, ilgilendirmek, ortak olmak, istek uyandırmak, ikna etmek
interest
(Avrupa Birliği) menfaat, çıkar; yarar
interest
{f} dikkatini çekmek
interest
{i} ilgi çeken şey
interest
{i} nüfuz
to attract attention
dikkat/dikkati çekmek
to attract attention
ilgi toplamak
to attract attention
dikkat çekmek

Tom dikkat çekmek istemiyordu. - Tom didn't want to attract attention.

Ben dikkat çekmek istemiyordum. - I did not want to attract attention.

الإنجليزية - الإنجليزية
interest
to attract attention or concern

    الواصلة

    to at·tract at·ten·tion or con·cern

    التركية النطق

    tı ıträkt ıtenşın ır kınsırn

    النطق

    /tə əˈtrakt əˈtensʜən ər kənˈsərn/ /tə əˈtrækt əˈtɛnʃən ɜr kənˈsɜrn/
المفضلات