Çocuklar bazen sırf ilgi çekmek için ağlarlar.
- Children often cry just to attract attention.
Kendinize dikkat çekmek için bir şey yapmayın.
- Don't do anything to attract attention to yourself.
Negatif elektronlar pozitif elektronlar çekerler.
- Negative electrons attract positive electrons.
Jon, Tom'dan çok daha çekicidir.
- Jon is far more attractive than Tom.
Senin önerin çok cazip ama onun hakkında düşünmek zorunda kalacağız.
- Your offer is very attractive, but we will have to think about it.
Bu, bu tür bir cihaz için cazip bir fiyat.
- It's an attractive price, for this sort of device.
Sanırım o, alımlı ve çekici.
- I think she is charming and attractive.
Bu saray bizim şehirde en ünlü ve en iyi takdir edilen cazibesidir.
- This palace is the most famous and best appreciated attraction in our city.
Mercan kayalığı, bölgenin en önemli cazibesidir.
- The coral reef is the region's prime attraction.
Advertising is designed to attract customers.
His big smile and brown eyes instantly attracted me.
... been able to attract so far. ...
... starting to attract the interest of some big names and ...