Bir saniyeliğine öleceğimi sandım.
- For one second I thought I would die.
Bir dakikada altmış saniye vardır.
- One minute has sixty seconds.
Onlar bize yardım etmek için geldiler.
- They came to our assistance.
Sana yardım etmek için buradayız.
- We're here to assist you.
Doktorlar ikinci operasyonu uygulamayı reddettiler.
- Doctors refused to perform a second operation.
Muiriel, Tatoeba'nın ikinci üyesidir.
- Muiriel is the second member of Tatoeba.
Tom hareketi destekledi.
- Tom seconded the motion.
Yardımımıza ihtiyacın var mı?
- Do you need our assistance?
Ana ve çocuk özel ihtimam ve yardım görmek hakkını haizdir. Bütün çocuklar, evlilik içinde veya dışında doğsunlar, aynı sosyal korunmadan faydalanırlar.
- Motherhood and childhood are entitled to special care and assistance. All children, whether born in or out of wedlock, shall enjoy the same social protection.
Bana yardımcı olmak için yolunu değiştirdi.
- He went out of his way to assist me.
Zavallı adama yardımcı olmak için zahmete girdi.
- He took the trouble to assist the poor man.
Mali olarak ressama yardım ettiler.
- They assisted the painter financially.
Erkek kardeşine ev ödevinde yardım etti.
- She assisted her brother with his homework.
En küçük erkek kardeşimin ilk evliliğinden iki çocuğu var, ve diğer çocuk ikinci evliliğinden.
- My youngest brother has two children from his first marriage, and another child from his second.
Eldivenin tekini kaybettim. Şimdi diğer tekiyle ne yapmam gerekiyor?
- I lost a glove. Now what should I do with the second one?
A great part of the nobility assisted to his opinion.
He had two assists in the game.
Would you please assist John with learning English.
The foundation gave a much needed assist to the shelter.
... And I think it's a very good idea for Google to assist in ...