Saçımı düzenlemek zorundayım.
- I have to arrange my hair.
O Deal'in içinde ve çevresinde ev alışı ve satışı düzenlemektedir.
- She arranges the buying and selling of houses in and around Deal.
Düzenlemeleri yaptığınız için teşekkür ederiz.
- Thank you for making the arrangements.
Çiçek düzenlemeyi öğrenmek istiyorum.
- I'd like to learn how to arrange flowers.
Onlarla önceden hazırlıklar yapmalıyız.
- We must make arrangements with them beforehand.
Biz Pazartesi günü saat akşam 6'da buluşmak için anlaşma yaptık.
- We made arrangements to meet at 6 p.m. on Monday.
Biz bir anlaşmaya vardık.
- We've come to an arrangement.
Onlar bir toplantı düzenlediler.
- They arranged a meeting.
Yuriko boş zamanında çiçekleri düzenler.
- Yuriko arranges flowers in her spare time.
Şiir, en iyi sırada düzenlenmiş en iyi kelimelerden oluşur.
- Poetry consists of the best words arranged in the best order.
Tom elbiselerini asar, sonra onları rengine göre düzenler.
- Tom hangs his clothes, then arranges them by color.
Yuriko boş zamanında çiçekleri düzenler.
- Yuriko arranges flowers in her spare time.