Onu başka bir şekilde söyle.
- Say it in another way.
Çin'de başka bir arkadaşım var.
- I have another friend in China.
Diğer sigarayı yaktı fakat onu derhal söndürdü.
- He lit another cigarette, but immediately put it out.
Bir şiiri diğer bir dile çevirmek zordur.
- It is difficult to translate a poem into another language.
Neden bunu bir daha denemiyoruz?
- Why don't we give this another try?
Buna bir daha bakmanı istiyorum.
- I'd like you to take another look at this.
Bir kelime başka dilden ödünç alındığı zaman, sık sık aynı anlama sahip olarak başlar; ancak her iki dilde de sürekli kullanımı ile, şimdi ayrı kelimeler farklı çağrışımları artırabilir.
- When a word is borrowed from another language, it frequently begins by having the same meaning; but with continued use in both languages, the now separate words may accrete disparate connotations.
Bu farklı bir kelime mi yoksa aynı kelimenin başka bir hâli mi?
- Is this a different word or just another form of the same word?
Otobüsler art arda ayrıldı.
- The buses left one after another.
Ayrıca başka bir nedeni vardı.
- There also was another reason.
Bu kitabı başka bir tanesiyle değiştirmek istiyorum.
- I'd like to exchange this book for another one.
Lütfen bana başka bir tane daha gösterir misiniz?
- Would you please show me another one?
Lütfen bir tane daha al.
- Please take another one.
Size bir tane daha alabilir miyim?
- Can I get you another one?
Tom bir şey söyleyen fakat başka birini yapan insan türü değildir.
- Tom isn't the kind of person who says one thing but does another.
Başka biri için yer var mı?
- Is there space for another person?
On dakikalık bir başka yürüyüş bizi kıyıya getirdi.
- Another ten minutes' walk brought us to the shore.
Şanslı bir ruh seni terk ettiği zaman, bir başkası seni alır.Ben az önce bir iş sınavını geçtim.
- When one lucky spirit abandons you another picks you up. I just passed an exam for a job.
Başkası konuşuyorken sözünü kesme.
- Do not interrupt when another is speaking.
Bunu sevmedim. Bana bir başkasını göster.
- I don't like this. Show me another.
O konuşurken çoğunlukla bir konudan diğerine atlar.
- He frequently jumps from one topic to another while he is talking.
Bir gün geçti. Sonra diğeri.
- One day passed. Then another.
Fadıl asla başka birisine zarar veremez.
- Fadil can never hurt another person.
Şanslı bir ruh seni terk ettiği zaman, bir başkası seni alır.Ben az önce bir iş sınavını geçtim.
- When one lucky spirit abandons you another picks you up. I just passed an exam for a job.
Birinin kaybı bir başkasının kazancıdır.
- One man's loss is another man's gain.
1979 , Micheal Ende , The Neverending Story , p.53 , ISBN 0140386335.
... in time, you cannot change your own past, you're changing someone else's past in another ...
... I GOT ANOTHER SLAM TO GO TO THAT NIGHT. ...