Şeytanın ruhu yeniden canlanıyor.
- The spirit of the demon reawakens.
İblisin ruhu yeniden canlanıyor.
- The spirit of Satan reawakens.
O iyi bir ruh hali içerisindeydi.
- He was in good spirits.
Vücut ve ruh ikizdir: Sadece Tanrı hangisinin hangisi olduğunu bilir.
- Body and spirit are twins: God only knows which is which.
İlk temastan sonra, insanlığın maddesel ve ruhsal gelişimi ilerledi.
- After First Contact, the material and spiritual development of humanity flourished.
İnsanların görüşleri zamanlarının ruhuna bağlıdır.
- People's opinions depend on the spirit of the times.
Mary bir hayalet ya da ruhu sırtına dokunmuş gibi hissetti.
- Mary felt as if a ghost or spirit had touched her back.
Yaşlıların ruhları kötü havaya rağmen yüksekti.
- The senior citizens' spirits were high in spite of the bad weather.
Asla cesaretimi kırmayacaksın.
- You'll never break my spirit.
Yenilgi, onun cesaretini kırmadı.
- The defeat didn't dampen his spirits.