to aim for, go after (a specified objective, situation etc.)

listen to the pronunciation of to aim for, go after (a specified objective, situation etc.)
الإنجليزية - التركية

تعريف to aim for, go after (a specified objective, situation etc.) في الإنجليزية التركية القاموس.

pursue
izlemek

Polis tıbbi konulardaki kriminal suçlamaları izlemekte isteksizdir. - The police are reluctant to pursue criminal charges in medical cases.

pursue
{f} takip etmek
pursue
{f} kovalamak
pursue
sürdürmek

Eğitimini sürdürmek istiyor musun? - Do you intend to pursue your education?

pursue
{f} devam etmek
pursue
meşguliyetine devam etmek
pursue
(fiil) izlemek, peşinde koşmak, takip etmek, kovalamak, peşinde olmak, peşine düşmek, yürütmek, devam etmek, sürdürmek
pursue
peşini bırakmamak
pursue
gözetmek
pursue
el çantası
pursue
(işe/vb.) devam etmek
pursue
(talihsizlik/vb.) peşini bırakmamak
pursue
{f} peşinde

Ben uluslararası finansta bir kariyer peşinde koşmayı planlıyorum. - I plan to pursue a career in international finance.

İnsanlar daha fazla özgürlük ve eşitlik peşinde. - People pursue more freedom and equality.

pursue
{f} yürütmek
pursue
{f} peşinde olmak
pursue
(Mukavele) izlenmek
pursue
bir düziye gitmek
pursue
{f} kovalamak, peşine düşmek, izlemek, takip etmek
الإنجليزية - الإنجليزية
pursue

He even stands to gain in world terms: his noisy critics strengthen his projected image of a man determined to pursue peace with Palestinians.

to aim for, go after (a specified objective, situation etc.)
المفضلات