Yaşlı adam kalbi için güçlü ilaçlar alıyor.
- The elderly man takes strong drugs for his heart.
Devlet ilaç politikalarında reform yapacak.
- The state is going to reform its drug policies.
En yakın eczane nerede?
- Where is the nearest drugstore?
En yakın eczane nerede?
- Where's the nearest drug store?
Tom uyuşturucu kullanmaz.
- Tom doesn't do drugs.
Ben, yakalanmadan önce Tom'un yıllardır Amerika'ya uyuşturucu ticareti yaptığını duydum.
- I heard that Tom had been smuggling drugs into America for years before he got caught.
Alman çobanlar uyuşturucu maddeleri ortaya çıkarmada iyidir.
- German Shepherds are good at sniffing out drugs.
Onlar onun bagajında uyuşturucu madde buldu.
- They found drugs in his luggage.