O, kokaine bağımlıdır.
- He is addicted to cocaine.
Amerika daki çoğu suçlu uyuşturucuya bağımlıdır.
- Many criminals in America are addicted to drugs.
Masajlarıma tamamen bağımlı olacaksın.
- You'll become totally addicted to my massages.
Bayan Smith'in TV'ye bağımlı olduğunu söylemek bir abartı değil.
- It's not an exaggeration to say that Mrs. Smith is addicted to TV.
Sami ona çok düşkündü.
- Sami was so addicted to that.
Sami sosyal medyaya düşkündü.
- Sami was addicted to social media.